Normal şartlar altında bakıldığında, farklı ten renkleri dört ana kategoriye ayrılır: beyaz, buğday, bronz ve esmer. Ancak, ten renkleri sadece bu dört ana kategoriden ibaret değildir ve bu kadar basit bir konuyu temsil etmez. Bu dört ana renk, sadece işin görünen kısmıdır. Bir de bu ana renkler üzerinden ten renginin alt tonları bulunur. Bu durumda, saç rengi seçiminden kıyafet rengine, aksesuarlara kadar her şeyin belirleyicisi alt tonlardır. Alt ten rengi tonunuzu bilmez ve doğru kullanamazsanız, ne yaparsanız yapın çok da iç açıcı sonuçlar elde edemezsiniz.

Kişinin ten rengi tamamen vücudunun salgıladığı melanin miktarına bağlıdır. Ten rengi, insanın yaşadığı coğrafya ve genetiği ile alakalı bir durumdur. Melanin, cildin daha alt tabakalarında bulunur. Normalde cildimizin en üst tabakası renksiz ve şeffaftır. Ten rengi alttan gelir. Melanin, cildi güneşten gelen zararlı ultraviyole ışınlarından korur. Sıcak ve güneşli iklimlerde melanin çok daha fazla salgılanır.

Ten rengi genlerle alakalı bir durum olduğundan, beyaz ten rengi olan birinin Afrika'da yaşamaya başladığını farz edelim. Bu kişi bir anda esmer olmaz. Uzun yıllar Afrika'da yaşadığında ten rengi yavaş yavaş değişim gösterir ve genlerine işler. Her yeni kuşakta ten rengi biraz daha esmerleşmeye başlar. İnsanlarda ten rengi değişikliğinin %10'luk kısmı yaşadığı bölgeye göre, %90'ı ise genetik faktörlere bağlı olarak gelişir. Ten rengi, yaşanılan yerin özelliklerine göre baskılanarak oluşur. Benzer ten renkleri, yöndeşik adaptasyon neticesinde oluşur. Dünyanın meydana geldiği zamandan bu yana, dünyanın farklı bölgelerinde yaşayan insanların yer değiştirmesi ve karışması sonucu değişik ten renkleri meydana gelmiştir. Bir kişide bulunan renk verici melanin, kişinin ne kadar güneş ışını absorbe ettiği ile alakalıdır. Güneş ışınlarına uzun süreli ve direkt olarak maruz kalmak, DNA'da hasara yol açarak, vücudun korunma altına alınması ile renk değişimi oluşturur.

Ten rengi ile alakalı olarak, iki farklı mekanizma çalışır. Birincisi, UVA radyasyonlarının ciltte oksidatif stres yaratması ve melanin sayesinde cildin hızla koyulaşmasıdır. İkinci durumda ise melanogenez, gecikmeli bir bronzlaşmaya yol açarak güneş ışınlarına maruz kaldıktan sonra, 72 saat gibi bir sürede ten rengindeki kararma gözle görünür hale gelir.

Esmer, beyaz, buğday ten renkleri zaten işin görünen kısmıdır. Bu renkler dışında ise şu yöntemler ile ten renginin alt tonu belirlenir:

Ten rengi olarak soğuk alt tona sahip olan insanlar, sarı ağırlıklı saç renklerinin çok yakıştığı kişilerdir. Soğuk alt tona sahip kişiler genelde renkli gözlü olurlar. Sıcak alt tona sahip kişilerde koyu saç renkleri daha çok yakışır ve bu kişilerin göz renkleri de genelde koyudur.

Soğuk ten rengine sahip kişiler, kırmızı, vişne çürüğü, fuşya, bordo, yeşil, lacivert, limon sarısı gibi renkleri rahatlıkla tercih edebilirler. Soğuk ten renginde pembe bazlı fondötenler çok güzel durmaktadır. Ayrıca bu ten rengine kırmızı ruj da son derece yakışır.

Sıcak ten rengine sahip olanlar ise kıyafet seçiminde fildişi, karamel, kahve, çimen yeşili, gri, bronz, menekşe ve somon gibi renkleri tercih edebilirler. Fondöten olarak bal rengi, krem rengi ve bej tonlarından deneyerek kendinize en yakışanı seçmeniz mümkün. Rujlarda ise şeftali ve nude renkler muhteşem görünmektedir.